28 Haziran 2021 Pazartesi

 


Göçebe

 -Özettir. Spoiler vardır. İnceleme değildir. 




Yazar: Stephenie Meyer

Yayın: Epsilon

Sayfa Sayısı: 830

Tür: Bilim-Kurgu, Edebiyat, Fantastik,Roman 

Özet:

Uzaydaki bir okulda, yeni bir eğitmenin ilk kez bir insan içine ruh yerleştirmesi ile başlıyor kitap. Aslında bu bedenin ruh karşısında güçlü olacağı şimdilik bilinmiyor… Ve aynı durumla karşı karşıya olup bedene karşı gelemeyen bir avcının başına bela olacağı…

        Göçebe(bedene yerleştirilen ruh), ilk bedene girdiğinde karşısında şifacı ve avcının konuşmasına kulak misafiri olmuştu. Avcı, bu bedeni dünyadan yakalamak için riske girip kızı yaralamıştı. Ama olay aslında tam olarak böyle değildi. Kız başa bir ruhun bedeninde girip kendini bedeninden kapı dışarı edilmek yerine ölmeyi tercih etmişti fakat avcı ve ekibi buna izin vermeden kızı yakalamışlardı..

      Göçebe o sırada gözlerini açmakta zorluk çekti. İlk defa bir insan bedenine girmişti, ömrü çok kısa olan bir canlının bedenine. Artık bu eller bu beden onundu. Oydu.

 Avcı ve şifacı bu kızın belleğinden bazı bilgiler istiyordu. Çünkü insanların dünyasında içine ruh girmemiş beden yok diye biliniyordu. Tam o sırada Göçebe kafasında bir ses duydu “başarısız oldum”  bu Melaine’nin yani bedenin sahibinin sesiydi “Onun zihninde iki kişi görüyorum.” dedi Göçebe. İki erkek vardı. Biri kardeşi olmalıydı ama gerisi bulanıktı.

 Göçebe o gece evine gittiğinde rüyasında Melanie’nin diğer oğlan ile tanışmasını rüyasında gördü. Büyük bir korkuyla uyandı. Sanki o kız kafasından gitmemişti. O gece korkuyla geri uyudu.

 İlerki zamanlarda Melanie kızın kafasında konuşmaya başladı. İletişime geçebiliyorlardı. Bunun için psikolog olan Kathy’nin yanına gidip onun kafasında hala bulunmasını danıştı. Yakın sürede yok olacağını söyledi ancak uzun bir süre aradan sonra değişmeyince Avcı’ya haber verdi. Bundan herkes bilgilendirildi. Göçebe, bu bedendan ayrılıp yeni bir bedene geçecekti. Bu beden de yok edilecekti. Ama Melanie’nin iletişime geçmeye başlamasının ardından uzun bir süre olduğu halde o arada da pek anlaşmazlık ile birlikte olsa bile bir dostuk oluşmuştu. Çok az da olsa…

 Göçebe, o gün araba ile o yere gidecekti. Avcı, ona vardığında orada olacağını söylemişti. Arabayı sürerken bir yandan da Melanie onu yok etmemesi için ona neredeyse yalvarıyordu. Ama Göçebe yapılması gereken bu diye düşünüyordu. Alışveriş yaptıktan sonra ani bir karar ile rotasını değiştirdi. Bu dağlarda Melanie’nin zihninden kalma birşeyler vardı. Jeb Amca’nın ona yıllar önce gösterdiği bir şekil. Şu an dağlarda bunları görüyordu. Melanie ile aralarında geçen birkaç dakikanın ardından Göçebe ikna oldu ve yan arazideki çöle yani o dağların olduğu yere doğru, erzakları ile yola çıktılar.

 Uzun bir süre kurak çölde dolandılar. Melanie yanıldığını düşünüyordu. Erzaklar bitmişti. Ve yorgunluktan bitap düşmüşlerdi. Etrafta kimse yoktu.

Tam o sırada susuz ve aç iken gece yarısı bir anda birisi ona koca bir matarada su verdi. Birkaç matara içtikten sonra etrafına birsürü insan toplandı.

   Bunlar insanlardı. Ruhlar, Avcılar, Şifacılar ve birçoğu bilmiyordu. Fakat Göçebe de onlardan biriydi. Onların yerini açık etmeyecek ve onlara zarar vermeyecek olsa bile.

 Melanie ona su veren adamı tanıyordu. Bu Jeb Amca’ydı. Arkadaki de Maggie hala ve kızı Charlotte’tı. Eğer onlar burada ise Jamie de orada olmalıydı. Kardeşi’nin olanları duyması kötü olabilirdi ama Melanie hala buradaydı. Ve Jared…

Etraftakiler Göçebe’ye nefret dolu gözlerle bakıyordu ve arkada Kyle isimli birisi onu neden öldürmesi gerektiğini Jeb Amca’ya anlatmaya çalışıyordu. Aslında Jeb Amca bu ruhun yani Göçebenin bir şekilde Melanie ile iletişime geçip onun emirleri ile buraya geldiğini düşünüyordu. Ve tam olarak böyleydi.

 Etraftakileri ikna edip Göçebe’nin gözlerini bağladılar ve dev bir mağaraya götürdüler. Onun yeri öğrenirse Avcı’lara söyleyeciğini düşünüyorlardı. Burada daha da çok insan vardı. Şimdiye kadar yakalanmadan hayatlarını sürdürebilmişlerdi ve o an Jared’ı gördüler.

Melanie bir anda mucizevi bir şekilde bedenin konrolunu aldı ve Jared’a doğru koşmaya başladı. Ama o an suratına bir yumruk yedi.

 Göçebeye kalması için küçük bir mağara odası verilmişti. Ona Jeb Amca yemek getiriyordu. Burada uzun bir süre kaldı. Bu aralarda da ikizlerin yani Ian ve Kyle’ın saldırısına uğradı. Ian ona bir kere saldırı yaptıktan sonra bir daha asla yapmadı. Aksine ona çok iyi davranmaya başladı. Zaman ilerledikçe Jeb Amca onu ortama alıştırdı ve normal biri gibi zaman içerisinde etraf ile kaynaştırdı. Bu arada da Jamie’yi gördü. Jamie de onun içinde Melanie’nin yaşadığına inanıyordu. Ama hala Göçebe bunu onlara söylemiyordu. Çünkü ona inanmayıp kandırmaya çalışacaklarını düşüneceklerdi.

 Bir gün Göçebe yeni odasında Jamie ile kalırken Jamie ona, gerçekten içinde Melanie’nin varolmayı sürdürüp sürdürmediğini sordu. Fakat evet onun içinde olduğunu sadece ona itiraf etti. Ian da onun içinde Melanie’nin olduğuna inanıyordu. Ve Göçebe ile araları iyi olmaya başladı.

 Ama bir sorun vardı. Melanie ne hissederse onu Göçebe, Göçebe ne hissederse Melanie onu hissediyordu. Melanie, Jared’dan hoşlanırken Göçebe de ona karşı ilgi hissediyordu.

 Zaman ilerledi Göçebe birçok kez daha saldırıya uğradı, daha çok kişi Melanie’nin varlığına inanmaya başladı, en sonunda Jared da olmak üzre. Erzak toplamak için yola çıktı. Hayatlar kurtardı ve onların arasında bir yeri oldu. Artık oradaki iyi bir karakterlerden olan Doktor da Göçebe’nin büyük sırrını yani bir insan ruhunu nasıl çıkarabileceğini en sonunda öğrendi . Göçebe en sonunda kendi ruhunun artık herkesin nasıl ruh çıkarıldığını bildiğinden dolayı ayrılması gerektiğini söyledi. Bu bedeni tekrar sahibine vermesi gerektiğini. Onu farklı bir gezegene yeni bir hayata yollamaları gerektiğini.

 Ve Göçebe’ye diğerlerini çook zor ikna etse de (başta Melanie’yi) son bir karara varıldı. Onun ruhu başka bir gezegene gidecekti. İşlem yapıldı ve etraf karardı.

  Göçebe gözünü açtığında parlak bir yerdeydi. Onu istediği gezegene göndermişlerdi. Artık herşey bitmişti. Burada bir çiçek olarak yıllarca yaşayacaktı. Arkada kalanları düşünmemeye çalışacak herkesi herşeyi bir kenara bırakacaktı. Ve tam o sırada ruhunun alındığı odada gözlerini açtı. Onu başka bir bedene koymuşlardı. Ondan vazgeçmemişlerdi. Kafasını çevirdiğinde Ian “ Seni elime aldım ve o kadar güzel bir ruhtun ki” dedi. Diğer tarafta da Melaine vardı. Özlem hasret çekmeyecekti. Tek yapması gereken bu kızıl kızın bedenine alışmaktı.

        Göçebe, Melanie ve diğerleri erzak toplamaya çıktıklarında büyük bir şoku beraberinde getiren bir grup insan ile karşılaştılar. Onların arasında da bir ruh vardı. Onun gibi. O gruptan birisi, “Sizler ile iletişime geçebiliriz ancak bizde..” tam o sırada Göçebeyi gördü ve “ah bakın onlarda da varmış. Güvendesin.” Dedi.

O sırada Göçebe, “Burası tuhaf bir dünya” dedi. Ve diğer ruh da “ Bütün gezegenlerden daha tuhaf” diyerek onayladı.


                                                                                                                    N/A/A

Belalı Mıyız? . 2017 Copyright. All rights reserved. Designed by Blogger Template | Free Blogger Templates